08 Ağustos, 2010

Gore+Vidal




Gore Vidal



Bir+Bir / Ağustos / Sayı 5




Gore Vidal'le söyleşi yapmadan önce, birkaç arkadaşıma Vidal'in ölmediğine dair wikipedia kanıtları sunduğumu hatırlıyorum. Klasik deyimle bir anıtın karşısına çıkacaktım. Sfenks'in sorusuna cevap vermek gibi; ya o zaman yorgunluğunu karşılayacaksın, ya da. Ayrıca bu sfenks soru sormaktan da, soru cevaplamaktan da sıkılmıştı aslında. Kendisiyle yapılan son söyleşilerinin uzunlukları bunu gösteriyordu. Aklımdaki 1+1 toplamından çıkan sonuçsa şuydu: ya derli toplu bir metin çıkaracak kadar süre yaratamazsam?

Gecenin denizinde, Boğaz'a doğru hareket eden teknede, Gore Vidal'in zamana dair hiçbir kaygısı yoktu. Sabah yarım kalan söyleşiyi tamamlamanın (Orhan Pamuk, Truman Capote, Bret Easton Ellis ve hatta Paul Newman; söyleşi hepsine el sallıyor) ardından, yeni Amerikan romancılığından, eski sevgililerine kadar pek çok konuyu bitmeyen bir enerjiyle konuşuyorduk. 'Sandalyeye bakma, istersem koşabilirim' diyordu. Böylesine çok sevdiğim bir romancıyla bir gece geçirmenin anlamı, Vidal'in çocuksu huysuzluğu tarafından bir tür oyuna dönüştürülmüştü fakat Vidal, bu oyunda bana yardım etmek için vardı. Aklıma gelen şeyleri ardı ardına sıralamama rağmen, sarsılmaz bir kibarlık ve yoğun bir iyi niyetle, en net cevapları vermeye çalışıyordu. Sonra birbirimize birkaç 'şahsi anı' anlatmaya karar verdik. Daha doğrusu, Vidal böyle istedi ve ilk başlayan, yine o oldu. Ondan duyduklarımı yıllar sonra anı olarak yazmam gerektiğini öğütledi ve yanında gelen birkaç genç yazarın da bu anılardan haberi olduğunu söyleyerek bizi birbirimize tanıttı. Sıra bana geldiğinde, olabildiğince pürüzsüz fakat aynı oranda tehlikeli ve şaşırtıcı birşeyler anlatmaya özen gösterirken yakaladım kendimi. Kent ve Tuz'un Jim'i gibi. Ortak bir onayla, Jim benzetmesine güldük. Vidal'in ertesi gün verececeği konuşmada tekrar görüşmenin olasılığından bahsederken, tekne karaya yanaşmaktaydı. Denize cebimdeki bozukluklardan birini fırlattım. Bu bir geri ödemeydi ya da bir teşekkür notu, eski bir alışkanlık.

1 yorum:

Emre Varışlı dedi ki...

benim müthiş 'uzak dostum' :) .. geçen gün İmge'de öyle oturmuş kahvemi içerken, dağıtımcı bir+bir'in yeni sayısını getirmişti hemen bir tane kapıp ismini aradım.. bittabi söyleşiyi çok leziz bulmuştum.
şimdi, bu ayrıntıları okuyunca daha da bir ışıdı aklımda.